Düzce'nin coğrafi işaretli tatlılarından Melengüççeği, yaklaşık 700 yıldır sofraları süslüyor. Tarifi sır gibi saklanan tatlı, baba ocağını işletmeye dönüştüren kız kardeşlerin mutfağında daha da lezzet kazanıyor.
Akçakoca'da ikamet eden Nurgül Baş (57) ve Zuhal Al (60) isimli kız kardeşler, emekli olduktan sonra babalarının evini restore ederek, işletmeye dönüştürdü. Geçtiğimiz yıllarda açılan işletmelerinde ocağın başına geçen kız kardeşler, çay ve kek ile başladıkları yolcuklarına zaman içinde büyüyerek devam etti. İşletmenin menüsüne Melengüççeği, börek, pide, katmer ve aşure gibi ürünler de eklendi. Nurgül Baş ve Zuhal Al'ın yaptıkları 700 yıllık tarihi ile ünlü tatlı Melengüççeği, kısa sürede herkes tarafından sevildi.
"Bu tatlıyla büyüdük"
Melengüççeğinin coğrafi işaret alan tatlılardan olduğunu söyleyen Nurgül Baş, "Tarifiyle ilgili çok detay veremeyeceğim ama tatlıyı hamur haline getirip, katmer şeklinde katlıyoruz ve yağda kızartıp, ballıyoruz. Üzerine ister kaymak, ister dondurma koyarak servis ediyoruz. Biz bunu annelerimizden hatta anneannelerimizden öğrendik. Biz bu tatlıyla büyüdük. Bayramlarımızda bu tatlı yapılırdı. Çoğu yerde baklavalar yapılır ama bizde Melengüççeği tatlısı yapılır ve misafirlere ikram edilir" dedi.
"Çok sevildi, çok beğenildi"
Emekli olduktan sonra kardeşiyle birlikte işletme açmaya karar verdiklerini ifade eden Zuhal Al ise "2 kardeş emekli olunca mahalle pazarının dernek başkanı Gülten Hanımın destekleriyle çay yaparız, kek yaparız diyerek burada çalışmaya başladık. İş çay ve kahvenin dışına çıktı. Melengüççeği tatlısı, aşure, pideler, börekler, katmerler derken iş uzadıkça uzadı" diye konuştu.
Melengüççeği tatlısının tarifini büyüklerinden öğrendiğini dile getiren Al, "Bu tatlı tescilli. Coğrafi işaret almış bir tatlı. Bunlar bizim büyüklerimizden öğrendiğimiz şekilde tamamen has usulü ile onların öğretisi ile bizlerde yapmaya başladık. Orijinal bir şekilde yapıyoruz. Böyle devam ediyoruz. Çok da güzel ilgi var. Çok sevildi, çok beğenildi" şeklinde konuştu.
"Çok güzel bir alan oluştu"
Çalıştıkları işletmenin 80 yıllık baba ocağı olduğunu kaydeden Al, "Bulunduğumuz konum babamızın evi. Herhalde bir 80 senesi var. Mahalle genelde görüldüğü üzere eski yapı. Evlerin alt kesimleri bu şekilde yenilendi. Evler canlandı, mahalle canlandı. Çok güzel bir alan oluştu. Biz burayı açmaya karar verdiğimizde tabii ki bir geçmişimiz vardı. Zaten çok yakındık hiç ayrılmadık. Ben şu anda 60 yaşındayım. Yeri geliyor o benim ablam oluyor, yeri geliyor ben onun ablası oluyorum. Annem oluyor, kardeşim oluyor. Biz hep böyleydik ve böyle de gidiyoruz. İş hayatında da hiçbir şey değişmedi. Kimse kimseyi beklemiyor. Hiçbir kötü günümüz olmadı şimdiye kadar. Çocuklarımızı birlikte büyüttük. Torunlarımızı da beraber büyüttük. İki kardeş arasında olması gereken her şeyi yaşadık" ifadelerini kullandı.